Kod: 978-625-8264-59-3
“Dışarıdan bakıldığında çok lüks bir apartmanda oturuyorduk. Fakat bir odam bile yoktu aslında. O lüks, zengin apartmanın avlusunda eskiden depo olarak kullanılan bir odalı evde yaşıyorduk annemle beraber. Ufak bir havalandırmamız vardı. Seyrek bir şekilde güneş giriyordu odaya. Mutfağımız da yoktu. Annem apartman avlusundaki çeşmede yıkardı bulaşıkları, çok bir şey de çıkmazdı zaten. İki çatal, iki kaşık, iki tabağımız vardı. Bir de yemek yapmak için tencere, tava ve ufak bir piknik tüpü… Yemek yapacak olduğumuzda evin içi kokmasın diye evin önünde yapardık yemeğimizi. Yağmurlu günlerde şemsiye tutardım annemin başının üstüne… Gelenimiz gidenimiz de olmazdı bizim. Biliyor musunuz gerçekten mutluyduk ama… Keyfimizi kaçıran kimse yoktu hayatımızda, şikâyetçi de değildik kaldığımız yerden. Çiçekler büyütürdü annem kapının önünde.
Bu kitap bir şehre benzeyecekse Antakya’ya benzesin. Bu kadar yıkılmışlığın üstüne ayağa kalkmaktan vazgeçmeyen bir şehre benzesin.
Biz yaşamaktan ve yaşatmaktan hiç vazgeçmedik. Biz olduğumuz her yerde sadece birlikte olmamızın keyfini ve sohbetini sürdük. Ve sonra da bu satırlar yazıldı işte…”
Yazarın yaşamöyküsüne ulaşmak için şu bağlantıyı kullanınız: http://www.gunceyayinlari.com/eren-karadag